Gencebay, Uğur Güneri'ye saz dersi verdi

Kapanmış konulardan yararlanabilmeniz için arşiv bölümüne taşınmaktadır.
Post Reply
User avatar
OG4844
Kıdemli Üye
Posts: 112
Joined: 12 Jul 2006, 00:17
Location: Almanya

Gencebay, Uğur Güneri'ye saz dersi verdi

Post by OG4844 » 14 Apr 2007, 12:46

Orhan Gencebay, 40 yıldır şarkılarıyla gönlümüzde. Oysa, inandığı müzik yolculuğunda onun çektiklerini kimse çekmedi bugüne kadar. Yıllarca horlandı, yasaklandı, yok edilmek istendi. Ama inatla inandığı yoldan yürüdü. Şimdi o sıkıntılı günleri gülerek, derin bir iç çekerek hatırlıyor

Çektiklerim gençlerimize komik gelir

İzninizle sohbetimizde size “Orhan Abi” diye hitap etmek istiyorum. Çünkü, bizim kuşağın çok saygı duyduğu, takdir ettiği bir sanatçı büyüğümüzsünüz. İlk günden beri size “abi” diyoruz.

Sağol Uğur, Berhudar ol!

Sonra sevenlerinizin “Baba”sı oldunuz. Hangisi daha güzel ve sıcak geliyor size.

Vallaha ikisi de çok güzel. Ama Orhan Baba’ya daha çok alıştım. İkisi de içinde kocaman bir sevgi barındırıyor.

Bu sevgi yüzünden mi, bazı eşyalarınızı çalan hırsızları bile affediyorsunuz.

Galiba öyle. Çok ilginçtir. Birkaç kez, benim de bir şeylerim çalındı. Ama iki gün sonra gelip, “Baba kusura bakma sizin olduğunu bilmiyorduk. Bizi affet” diyerek çaldıklarını geri getirdiler.

Ciddiyim, ama duvar gibi değilim

Ekranda, davetlerde sizi genelde daha ciddi görüyoruz. Ama özünde konuşkan, çok espiritüel, neşeli biri olduğunuzu da biliyoruz. Bu zıt bir tablo değil mi?

Aslında zıt değil bence. Ciddiyimdir, ama bu, duvar gibi olmam anlamında değildir. Karşındakine güven veriyorsan, sözünü tutuyorsan bu ciddiliktir. Yeri geldikçe espiri yaparım, fıkra anlatırım. Gırgır, şamata yaparım. Mahkeme duvarı gibi asla olmadım, olmam da.

Orhan Abi, Jüri furyasının olduğu bir dönemde ağırbaşlı, sevecen, öğretici, kültürlü yaklaşımınızla hem yarışmacılara, hem ekran başındakiler örnek oldunuz.

İçimden geldiği gibi davrandım. Hiç yapmacık tavrım olmadı. Neysem, orada da öyleyim. Hoşgörümle, bilgimle görev yaptım. Gençleri ezmek değil, yardımcı olmak amacım. Orası akademik bir platform değil, ama olaya ciddi yaklaştık. Reytinglerde de hep üst sırada yer almışız.

Demek ki, yarışmacılara hakaret etmeden, ağlatmadan da reyting alınabiliyor. Dileriz, sizin bu tavrınız örnek olur.

Teşekkür ederim. İlk günlerde bazı endişelerim vardı, ama kısa zamanda hepsi kalktı.

Sizin kadar yaptığı müzik yasaklanan, yok edilmeye çalışılan bir sanatçı daha olmamıştır sanırım.

Yok, olmadı...

Eserlerimde olumsuzluğa tepki koydum

İlginçtir, yasakçılar daha sonra kapınızı çalıp, ekrana çıkmanız için yalvardı size. Geçmişe bakınca neler hissediyorsunuz? Ayrıca sizin müziğini yok etmek için sipariş arabesk şarkılar bile yaptırdılar...

Gözleri uzaklara dalıyor. Başını sözlerimi onaylarcasına yavaş yavaş sallayıp konuşuyor:

Geçmişe bakınca sinema şeridi gibi önümden geçiyor her şey. Ve diyorum ki, biz bayağı yol almışız. Çok şeyler değişmiş. Demek ki, biz bunları yaşamalıydık, yaşanması gerekiyordu. Yoksa, buraya gelemezdik. Bunu yaşarken de şarkıları yüzünden en büyük sıkıntıyı çeken, hedef tahtası olan, yok edilmek istenen de bendim. Tek başıma savaş verip, bildiğim yoldan dönmedim. Şimdi yaşı 20’lerde olan nesile geçmişte yaşadıklarımızı anlatsak komik bulur, inanamaz, kavrayamaz. TRT’nin yasakçı zihniyeti ise ayrı bir olay, hatta trajedi. Ancak o dönemlerde halkımız daha çok okuyor, araştırıyor, bilgiye, derinliğe, kaliteye, değerlere önem veriyordu. İşte tüm yasaklara rağmen, beni sadece kimilerinin küçümsemek için dudak büktüğü varoşlar, minibüsçüler değil, bu okuyan, araştıran, kaliteye önem veren halk da yaşattı. Ancak, şimdilerde o dönemlerdeki gibi güçlü değil bu duygular. Kalite, derinlik, araştırma pek önemsenmiyor. Buna karşılık, özgür düşünce günümüzde eskiye oranla çok daha fazla. Ama bu özgürlüğe rağmen değerlerimizden ve kaliteden uzaklaşma olduğunu görüyorum.

O dönemde, müziğin ötesinde “Batsın Bu Dünya, Düzen Bozulduysa Ben mi Yarattım “ gibi şarkı sözleriniz de mi sakıncalı bulundu acaba? Sonuçta bir tepki isyan var.

Kuşkusuz. Biz haktan, halktan yanaydık. Olumsuzluğa tepki koyuyorduk. Elbette bundan rahatsız olanlar oldu.

Orhan Abi, “Kız Seni Yerler, Yakalarsam Muck Muck, Bir Kereden Birşey Olmaz, Çakkıdı Çakkıdı, Salla Şekerim” gibi şarkılar son dönemlerin popüler şarkılarından bazıları... Bunlar giderek artıyor. Öte yandan sizin yazdığınız, “Bir Teselli Ver, Hor Görme Garibi, Batsın Bu Dünya, Kır Gönlünün Zincirini, Sevenler Unutulmaz, Dertler Benim Olsun” gibi eserler var. Şarkı, duygu olayıdır, ayrıca sözleri de çok önemlidir deniyor. Günümüz şarkılarında önemli bir eksik değil mi?

Şarkı, kısa bir anlatımla söz ve müziğin bütünleşmesi. İnsan sesinin formlaştırılması demektir. 36 üzerinde form vardır. Sözler, melodiyi bütünler. Müzikte her konu işlenebilir. Romantizm var mesala. Bunun içinde ayrılık, acı hüzün var. Ulvi duyguların işlendiği, dini şarkılar, protest müzik de var. Mesela, Batsın Bu Dünya, Hor Görme Garibi bu türe girer. Tepki koyabilirsiniz. Romantik müzikte bile protest yapabilirsiniz. Tepki koyarsınız. Ağıt yakarsınız. Aşkı işlersiniz. Kahramanlık, mizah işlersiniz. Eğlendirmek için de müzik yapılar. Önemli olan hangi amaçla olursa olsun mesajı doğru anlatmaktır. Çakkıdı Çakkıdı Oynayalım derken, mesajının doğru anlatabiliyorsan, müzik kalitesi ve sözlerde de düzgün, bir ifade ile sunuyorsan sorun yok. Ancak, rastgele, saçma sapansa iyi değil.

Gönlüm hâlâ 40 yıl öncesi gibi!..

Müzik yoluculuğundaki serüveniniz 40 yılı geçti. Bu zaman içinde, imajınızdan, sanatçı kişiliğinizden, tarzınızdan,aşkı yaşam biçimizden hiç taviz vermediniz. Hep kendi çizginizde sapmadan yürüdünüz. Dünyada bile böyle örnekler azdır sanırım.

Teşekkür ederim böyle görüldüğüm için. Ben hep aynı Orhan oldum. Yıllar geride kaldı, ama ruh ve düşünce olarak hiç yaşlanmadım.

Babacan tavrıyla bu sözün arkasından keyifli bir kahkaha patlatan Gencebay, “Buna uygun bir fıkra var Uğur” diyerek anlatmaya başlıyor:

Nasreddin Hoca’nın yaş hikâyesi

“Nasreddin Hoca’ya kaç yaşındasın diye sormuşlar, “45” diye cevap vermiş. 10 sene sonra tekrar sormuşlar yine “45” demiş. Hocam bu nasıl iştir, diyecek olmuşlar. hoca cevabı yapıştırmış, “ Ben erkek adamım sözümden dönmem” demiş. Sözün özü, benim içinde öyle Uğur... Yaşlanıp ne yapacaksın?

Daha yapacak çok şey var. Gönül hâlâ 40 yıl önceki gibi. Hedefler çok. Bunlara ulaşmak için aynı duygu ve heyecanla çabalıyorsunuz. Ben kendimi hep aynıymışım gibi görüyorum. Ben daima inandığımı yaptım. Çizdiğim, inandığım yoldan sapmadığım için de değişmedim. Bir anlamda da sabit kaldım. Ancak, sabit görünmem, tutuculuğumdan değil, amaçladığım hedeflerin saygınlığından kaynaklanıyor. 40 yıldır da bu hedefleri gerçekleştirmek için mücadele ediyorum. Öte yandan, kendi felsefemde hiç durağan olmadım. kendimi süreklie denetliyorum. yanlışlarımı düzeltiyor, eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum.

Müslüm Gürses ile beni kıyaslamak abes

Orhan Abi, şair- yazar Murathan Mungan, koyu bir Müslüm Gürses hayranı. Hatta albümünde de birlikte çalıştılar, bir şiiri de albümde yer aldı. Mungan, şöyle bir ifade kullanmış. “Orhan Gencebay hâlâ seviliyor olabilir, ama kendini tekrar ediyor. Eskiden kırılgandı, bu şimdi bitti, kalmadı. Zamanla başkalaştı. Artık, şarkılarında o ilk yıllardaki ruhu tekrarlıyor. Buna karşılık Müslüm Gürses, sürekli gelişiyor. Her şarkıya yeni bir ruh, duygu katıyor” demiş.

Asılan yüzünü beli etmemeye çalıştığını farkediyorum. Sakin olmaya zorluyor kendini. Ve her zamanki ölçülü tavrıyla konuşuyor:

Bundan haberim yok. Eğer böyle bir ifadesi varsa bence çok yanlış bir değerlendirme yapmış, çok dar bir pencereden bakmış. Keşke çok daha geniş bir perspektifften baksaydı. Murathan Bey, çok değerli bir sanatçı, ama nedense bu konuda önemli bazı şeyleri atlamış. Şöyle ki, Müslüm Baba sadece yorumcudur. Onu severiz. Kendi has bir sanatçıdır. Orhan Gencebay ise sadece yorumcu değil, besteci, aranjör, söz yazarı, saz ustası, müzik araştırmacısıdır. Ayrıca Orhan Baba, bugüne kadar sadece kendi bestelerini seslendirmiştir. Müslüm Gürses ise beğendiği her şarkıyı okumaktadır. Murat Mungan, bunu nasıl olmuş da farkı görememiş. Sözün özü, Orhan Baba ile Müslüm Baba’yı kıyaslamak yanlış, abesle iştigal.

Yarın: Bir Tesseli Ver’i hangi aşkına yazdı
AB’ye girmekten yana mı
Borsada oynaması neden yasaklandı
Yıldız Tezcan’ın iddiaları için ne diyor
Tatlıses ile 40 yıl önce nasıl karşılaştı


http://www.tercuman.com.tr/v1/haber.asp ... cebay,%20Uğur%20Güneri'ye%20saz%20dersi%20verdi&katid=1
Benim özgürlügüm düsüncem ile hayat bulur

sakaryali
Yeni Üye
Posts: 31
Joined: 15 Jan 2006, 01:23
Location: ankara

Post by sakaryali » 14 Apr 2007, 16:37

haber için çok teşekkürler....

User avatar
murat yaşar
Kıdemli Üye
Posts: 170
Joined: 08 Jan 2007, 18:14

Post by murat yaşar » 14 Apr 2007, 18:20

Haber için teşekkür ederiz...Devamını bekliyoruz..

User avatar
senfonik
Kıdemli Üye
Posts: 239
Joined: 08 Jul 2006, 11:02
Location: GEBZE

Post by senfonik » 14 Apr 2007, 19:00

tşkler....cımbızla alınacak 1 kaç cümle var bunun dışında biz gencebaycılar tarafından bilindik şeyler..
SENFONİK ŞİİR VE BAĞLAMA KONÇERTOSU İLE YANIP TUTUŞUYORUM..
SEVGİLİ KRAL HAYALMİ GERÇEKMİ BU SÖZLER..
UYANDIR BİZİ..

SerdarYilmaz
Kıdemli Üye
Posts: 169
Joined: 22 Sep 2006, 22:35

Post by SerdarYilmaz » 14 Apr 2007, 22:51

Haber icin sagol. Fakat sorulan sorular yine sabun köpügü...

yalnız
Yeni Üye
Posts: 41
Joined: 27 Nov 2006, 22:04

Post by yalnız » 16 Apr 2007, 22:19

haber icin teşekkürler

Post Reply