klasikleri 2 hakkında bir yazarın görüşü

Kapanmış konulardan yararlanabilmeniz için arşiv bölümüne taşınmaktadır.
Post Reply
gorevtamam

klasikleri 2 hakkında bir yazarın görüşü

Post by gorevtamam » 17 Oct 2006, 21:31

Cevapsız kalan feryat

En burun kıvıranımızın bile, birkaç bardak içkiden sonra bülbül gibi söylediği Orhan Gencebay şarkılarının fazla popüler olmayanları "Gencebay Klasikleri" adlı albümün ikincisinde toplandı.
NAİM DİLMENER

Orhan Gencebay’ın "Leyla İle Mecnun" adlı şarkısı böyle başlar: "Bir feryat yıllarca cevapsız kaldı..." Orhan Gencebay’ın müzikal geçmişi için de aynı şey söylenebilir. Onu ve müziğini, göğsünü gere gere sevdiğini söyleyenlerin sayısı, ancak 80’li yıllar ile birlikte artmaya başladı. Bu konuda, Murat Belge’nin, Cumhuriyet’te yayımlanan yazıları bir dönüm noktası teşkil eder. Gerek Orhan Gencebay gerekse kabaca "arabesk" olarak anılan müzikal akımın tamamı için duyulan "suçluluk" hissi, ancak Murat Belge’nin yorum ve tespitleri sonrasında hafifler oldu. Ancak ondan sonra, birileri utanmadan - kızarmadan, bu tür bir müziğe gönül verdiğini, dinlediğini söylemeye başladı. Oysa hep dinlerdik. Hepimiz, her zaman dinlerdik. En burun kıvıranımız bile, birkaç bardak içkiden sonra bülbül gibi, bilmediğini - dinlemediğini söylediği şarkıları başından sonuna söylemeye başlardı. Özellikle Orhan Gencebay şarkılarında böyle olurdu. Evimize plaklarını sokmamış olsak bile, gündelik hayatın o ya da bu anında o kadar çok karşımıza çıkardı ki, bilmeden - istemeden de olsa ezberlemiş olurduk. Yani müziğini, kafalara zorla kazıtan ilk büyük isimlerdendir Orhan Gencebay. Bizim, bile isteye küçümsediğimiz, dinlemeye itiraz ettiğimiz şarkıların meraklısı olan, onları kalbine basan o kadar çok insan var(dı) ki, istesek de istemesek de, bu şarkılar (başta minibüsler ve çay bahçeleri olmak üzere) her yerde her zaman çınlar(dı). Kalben kırık, mağdur, terkedilmiş herkes bu şarkıların etrafında pervaneydi: "Bana kaderimin bir oyunu mu bu, aldı sevdiğimi verdi zulümü..."
Orhan Gencebay ismi ile ilk karşılaşmamız 1968 yılına rastlar. Dönemin en önemli şarkıcılarından Yıldız Tezcan’ın Konya’da verdiği bir konser ile ilgili bir haber nedeniyledir bu: "Aşıklar Bayramı’nda verdiği konserde Yıldız Tezcan büyük ilgi gördü. Şarkıcı kadar, kendisine eşlik eden Orhan Gencebay adlı saz sanatçısı da büyük alkış topladı..."
Dönemin en önemli star’larından birinin arkasında saz çalarken bile kendini gösterir ve gazetecilerin ilgisini çeker Orhan Gencebay. Böyle olduğu için de, o noktada kalmaz, arkasını çok çabuk getirir. "Hor Görme Garibi", "Başa Gelen Çekilirmiş" gibi plakları, sanatçının kalplere taht kurmasına sebep olacak "Bir Teselli Ver", "Kaderimin Oyunu", "Severek Ayrılalım" gibi şarkılar takip eder.
Ticari başarının büyüklüğü, Gencebay’ı firma sahibi de yapar. Bağlı bulunduğu İstanbul Plak, 70’lerin hemen başında sanatçıya ortaklık teklif eder ve Orhan Gencebay, ayrılıp Yaşar Kekeva ile Kervan’ı kurana kadar İstanbul Plak’ın sahiplerinden biri olur... Hem İstanbul hem de Kervan’da, Orhan Gencebay, kendi şarkılarını, Semiramis ve Ajda Pekkan kardeşlere söyleterek, o şarkıları bir türlü sevmemiş - sevememiş elit tabakadan intikamını alır. En "Batılı yüz"ümüz Ajda Pekkan bile "Dünyaya doymadan göçüp gideceğim, yoksa yaşamanın kanunu mu bu" gibi, normalde hiç civarından geçmeyeceği cümleler ve izleklerle karşımıza çıkınca bir kısmımız, yelkenleri derhal suya indirmişti.
Orhan Gencebay’ın Kervan’ı hâlâ devam ediyor. 70’lerin sonu, 80’lerin başında, en güzel Sezen Aksu albümlerini yayınlayan, Biricik gibi emsalsiz bir sesi bize kazandıran bu firma, 90’lar boyu yalnızca sahibi Orhan Gencebay için çalıştı. Eski albümleri, bittikçe yeniden bastı, arada bir de yeni albüm verdi piyasaya. Hâlâ da öyle gibi. Orhan Gencebay, Kervan’ın elindeki en kıymetli şey. Birkaç yıl önce yayınlanan ve herkesin yeniden geçmişe ilgi göstermesine sebep olan "Gencebay Klasikleri" adlı albümün ikincisi de kısa bir zaman önce yayınlandı. Bütün önemli ve popüler şarkılar ilk albüme doldurulduğu için, bu ikincisinin birincisi kadar sıkı olduğunu söylemek çok zor. Ama tam 26 Orhan Gencebay şarkısından oluşan bir albüme kayıtsız kalabilmenin imkânı da yok. Son otuz - otuz beş yılın tarihi gibi bu şarkılar. Kulak verdiğinizde, memleketimizden insan ve durum manzaraları bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçebiliyor.


kaynak:milliyet gazetesi

Post Reply