BİR SEVDANIN SONU...

Moderator: Yöneticiler

Post Reply
baytunca
Kıdemli Üye
Posts: 520
Joined: 29 Jun 2006, 10:40
Location: ist.

BİR SEVDANIN SONU...

Post by baytunca » 16 Apr 2007, 11:34

Bir adam duruyor bir kaldırımda,
eğmiş başını yalnızlığına,
dört yanından insanlar geçiyor,
acının gülleri onun ellerinde,
solmuş bir buket,
susuz, boyun bükmüş gülleri,
fırlatıp atıyor birden,
kaldırıma değil de sanki,
kaderinin derinliklerine,
serpiliyor her bir yana güller,
eziliyorlar ayaklar altında sonra,
ümitlerinin canı çıkıyor,
güller gözlerinde ağlıyor adamın,
kaldırımlara kan damlıyor gözlerinden...

bir adam duruyor bir deniz kıyısında,
dalgalar göz bebeklerine düşüyor,
parmakları arasında sigarası tüterken,
bir deniz yeli dağıtıyor dumanını,
içindeki kadın yanıyorken,
cehennem sıcağı sevdasında,
adamın yüreği okyanus oluyor,
tuzları gönül yaralarını kavururken,
adamın hücreleri üşüyor,
martılar haykırırken deniz üstünde,
gagalarında çırpınırken balıklar,
onun ümitleri vuruyor kayalıklara,
gemilerin pervanelerinde parçalanıyor,
unutulmuşluğu,
belki balıklar ağır ağır can verirlerken,
adamın her anı apansız ölüyor,
gemilerde yolcular habersiz halinden,
şileplerdeki yüklerin pahası,
kim nereden bilir ki sanki,
adamın bütün dünyası,
onlar su yüzündeyken,
denizin en derinlerine, çoktan gömülmüş...

bir adam duruyor karakolun önünde,
birkaç basamak sonrası karakol içi,
nöbet tutuyor kapıda polis,
suçlu gibi bakıyor kendisine,
adam diyor ki içinden,
ben en büyük suçu ihbara geldim,
içimdeki aşkı öldürdü bir vefasız,
mahkemelik etti beni sevdamla,
cezasız mı kalacaktır söyleyin,
o vefasız kadın,
tutmayacak mısısnız bir zabıt,
ve şerh düşmeyecek misiniz altına,
gıyabında yüreğini de çağırın,
ifadesi alınacaktır diye,
davamızı yollamayacak mısınız,
hakime, sordurmayacak mısınız,
cezası olmayacakmı bu suçun,
yüreğim kim vurduya mı gidecek yani,
oysa faili belli bir ölüm bu,
bir vefasız kadının güzel gözleriyle,
öldürülmüş bir yürek,
soyu kurutulmuş bir sevda,
diyemeyecek mi, vurulmuşta binbir yerinden,
acılarla can çekerek gönül her saniye,
ölmüştür nihayet çırpınarak,
ve içime gömülmüştür zulumle beraber...

bir adam duruyor istasyonda,
bir adam duruyor peronda,
bir adam duruyor bütün istasyonlarda,
bir adam duruyor bütün peronlarda,
bütün trenlerin çelik tekerleri,
ve bütün vagonlardaki ağırlıklar,
dünyanın bütün tren istasyonlarındaki,
bütün trenler ümitlerinin,
üstünden geçiyorlar aynı anda,
bir adamın ümitleri can çekiyor,
bir kadın seyrediyor,
kanı gözlerine sıçrıyor ümitlerin,
kadın gözlerini bile kırpmıyor,
ölüm bu kadar mı kolaydır sanki,
kendisi bir ümidini koysada, görse,
bir ümitsizliğin bir yüreğe,
bütün trenlerin ağırlığından da ağır,
ve giyotinden de keskin,
ölümcül bir kör makas olduğunu,
seveni sevdasıyla beraber doğradığını,
gözleriyle görse de,
ümitsizliği ile yaşasa da belki inansa...

16. 04. 2007 Taşkışla/Taksim
Bayram Tunca 1956, Elazığ
yokluğun ölümün diğer adıdır

Post Reply