APAÇIK ve SAKINMASIZ...

Moderator: Yöneticiler

Post Reply
baytunca
Kıdemli Üye
Posts: 520
Joined: 29 Jun 2006, 10:40
Location: ist.

APAÇIK ve SAKINMASIZ...

Post by baytunca » 17 Aug 2007, 16:24

Güller,
her renkten güller,
açılmış ırmağın kıyılarında,
su,
her dilden seni çağlaya bilen,
her telden seni çalan olur,
içimden sürükleyen,
hoyratça acımasız zalim,
gün,
düşmüş ki suya,
canıma minnet der,
yıkar bütün yanıklarını,
bir de ben ah,
keremin yangınındayım,
yanı başında yanarım suyun,
bir damla,
ayrılıp gelmez,
düşmez gönül yangınıma,
ve şebnem erir mutluluğundan,
vuslatını sermiş yatar,
kırk yıllık uykusuz özlemlerime inat,
gülün üstünde,
muradını hazmederek ağır ağır,
ve gülün rengi düşmüş,
suyun üstüne,
ırmak kan olur akar,
damarlarımın tersine doğru,
döner başım,
dolanır kördüğüm olurum,
düşlerime varana,
aklımı koyar ayaklarının altına,
ezer bir kırmızı karınca,
gücüm yetmez,
su güler,
her damla güle kavuşmanın,
hazından titrer,
şebnem cana gelmiş,
ruhu sis olmuş,
kıyıları hep seni solur,
her canıyla güzel gül,
şu ırmağın şansına bak...

oysa ben bir ıssız dağın,
zirvesine,
düşerim büsbütün son halimle,
gökten,
bir küçücük meteor gibi,
yüzüne düştüğüm beyaz karın,
yüzü, yanar olur mecnun yüzünce,
terim tuz kesilir,
kar ile,
hasretinin en inilmez olan yerinde,
kalakalırım, bir başıma,
denizin ortasında kalmış,
ıssız bir ada gibi,
ve hatta gecenin içinde,
suya göğün hangi noktasından,
bir yıldızdan kopup,
nasıl düştüğünü şaşırmış bir ışık gibi...

gözlerime,
göğün şemsiyesi çekilir bulutlardan,
tufanı başlar yokluğunun içimde,
neyim varsa sürükler seli,
süpürür sürer uçurumlara,
parçalanır,
kendime inanamaz olr her parçam,
nasıl bir bütün sevmişim,
bu halimle ben seni,
baksana seni seven,
ne çok parçam varmış sayılmaz,
hayret etme,
sen bunca seviliyormuşsun işte,
gör işte isbatı sevdamın son halini,
dört bir yan,
yedi iklim, dört kuşağa,
ve onaltı rüzgara varana değin,
hepsini kaplar olmuş,
sana olana sevdam,
sayılmaz kadar,
ölümü sensiz tadacağım,
ama gururum bileceğim hep,
bunca parçamı sayende...

içimde tufan var,
nuhun can kurtarmaya,
gemiler yollamaya,
ne zamanı,
ne yeniden yaşaması olası,
ben ve garip başım,
bir başınayız,
gülü sürükler önce o çıyan tufan,
hayın hasretlerine sarmış,
saçlarından asmış bütün,
çıkarını en son umarın,
en ince,
ve en son noktasını kurtuluşun,
yürek bir harbe girmiş,
yeni bir cihan harbidir,
savaşanlar bir bu dünyadan değiller,
işine karışmış göğün azabı,
içine karışmış,
dünyanın ortasında yanan,
kızgın, asi lav,
ve ruhum bedenden önce parçalanmıştır,
yüreğimde kainatın sonu,
ölümden öncesi olmuş,
bir kaçağıdır şimdi can,
taşıdığı kendi gönlünün,
sensizlik içimden çıkmadan kaçayım der,
bunca harpte ölmedi can,
hasretim yine sapasağlam,
ümitlerim yine yaralı canım,
bir var ki,
sensiz elim, kolum,
olmayan bedenim,
başım var aklı yitik,
aklım var mecnuna dahi der,
ve yalnız tenimde ,
seni seviyorum diyen bir ses kalmış,
bir gül kızılı düşmüş derime,
yüreğimin içindeki son damla,
üstümde adından akar,
boyar bütün bedenimi,
canda sensiz ölümün gizli saklısı yok,
nefesi kesilmiş ümidin içinde,
büsbütün sensizlik fosil,
ama şunu iyi bil canım,
son sözümü,
son nefesim edip bir ömür bağışlasalar,
sözüm önemli,
seni seviyorum diyip ölürüm...

17.08.2007 Taşkışla/Taksim
Bayram Tunca 1956, Elazığ
yokluğun ölümün diğer adıdır

Post Reply