BİNLERCE KEZ ÖLÜRÜM...

Moderator: Yöneticiler

Post Reply
baytunca
Kıdemli Üye
Posts: 520
Joined: 29 Jun 2006, 10:40
Location: ist.

BİNLERCE KEZ ÖLÜRÜM...

Post by baytunca » 23 Aug 2007, 16:43

Yüreğim Harran olmuş,
duygularım urfalı,
türkülerim sıcak kanımdan,
gitme yanımdan,
kaçağına çıktığım güzel gül,
bilirim ben, Urfa'nın etrafı bozkır,
bir de dumanlıdır dağlar,
kurdun kuzuya gücü yetmez,
zemheri olunca gönlümde ayrılığından,
sevdanın hududunda,
ahh, beni bir vuran olsa,
ahh, senin ellerin tetikte gibi,
ve sözümüz erkekçedir,
taktir ederim o elleri ben,
ölümü kınamaz yüreğimiz bizim,
yar yoluna, sevda uğruna,
olursa ölmek...

derim, bir yiğit erdir o eller,
ve gönül mavzerinde,domdom kurşunu ile,
düşmüştür alnımızın ortasındaki yazımıza,
doğduğumuzdan beri durur yerinde,
oyy, kara kaşlım,
oyy, gözleri gevrek kabuklu,
badem gözlüm yar...

beni vuran bir er değil,
sevdiceğimin ak elleri olmuş,
asıl kaderdir, kader,
usul boylum, hududum,
sen mayın tarlasından çok,
ölüme yakın olduğumsun,
gözlerin her baktıkça yüzüme,
yüreğimde hududu bellisiz,
mayınlar patlar,
kırılır olur kolum kanadım,
hasretinin her bir yerinde,
en zulasına kadar hatta,
nereden bilirsin ki ben,
her sen bana baktıkça,
binlerce kez ölürüm...

ekmek parası kadar zor,
sevdasına vardığım,
kaçak tütün saçlım,
sen kadınların han'ı,
kirpiklerin sürülmüştür,
namus anlamının süngüsüdür,
sana yangın, sana,
candan vurulmuş yüreğimde,
sevda tüfeğinin namlusunda,
ışıldayan süngü güzel gül,
ölüm bağrımı delemedi de,
gözlerin şarapnelden bin beter,
bakarken sıçrar ta kanıma dek,
yokluğun tabakamdaki tütünsüzlük,
kadar zor gelir bana,
kabul edilemez olan yüreğe,
hasretindir asıl ağır yük,
dağlarda yankılanır bir türkü,
"kürdün gelini" adı,
düşer asi fırat kıyılarına,
sesimin
n içindeki acı,
suyu yandırır,
benim gönlüm sana yanık,
behey bre, broyy, broyy,
de ki hadi can, bu bana çok mu ?

yoksulluğu taşırım,
inmez kucağımdan ömrümce,
yılgınlığı, perişanlığı dost etmiş can,
katır inadı kadar,
zahiridir gönül kararım,
seni sevmeyi boynum borç bilmiş,
özlemim bir kuru soğan acısına,
bulanmış gibidir daim,
dilimde isot acısı kalmış,
vuslatımız,
ben yine sana mecburum,
derim kime ne,
ben seni severim de,
ölürüm kime ne,
mayın tarlasından geçmek değil,
mayına bilerek basmaktı,
sana sevdam,
sevdalanmışım, sevdalanmışım işte,
yar benim, can benim,
ecelsiz de olsa bu ölüm benim,
söyle kime ne,
sevdamı genlerimden biri etmişim,
sökülmez içimden,
seni sevmişim ki sevmişim,
el kendi işine baksın,
kanatlarımı kendim yolarım,
sensiz kartal olsam eğer,
sarayımı kendim yıkarım,
padişah olsam,
ben bu ömrü sana vermişim, sana,
can benim, gönül benim oyy,
kime düşer ki gaylesi,
seni ölüm ile de paylaşamam ki,
işte kat-i karar, işte son sözüm,
anlıyor musun beni,
anlıyor musun,
ay kara kaşlım, oyy, iki gözüm,
sensizliği yastığım edip uyurum,
yorganımı örterim ümitlerime,
sensizlik buzdan soğuk,
üşümesin diyedir ümitlerim,
sıcaklığını tenimden,
meltem bile almasın diyedir,
gayri başka ne diyem ki,
kara sevdamı sermiş,
sen diye uyur her zifiri gecede,
bu mecnun, bu kerem gönül,
can benim, canan benim,
ölüm bana vız gelir,
yeter ki kimseler değmesin sana...

23.08.2007 Taşkışla/Taksim
Bayram Tunca 1956, Elazığ
yokluğun ölümün diğer adıdır

Post Reply