SENİN İLE CAN CANA...

Moderator: Yöneticiler

Post Reply
baytunca
Kıdemli Üye
Posts: 520
Joined: 29 Jun 2006, 10:40
Location: ist.

SENİN İLE CAN CANA...

Post by baytunca » 29 Jun 2006, 13:56

Denizin dalgalarına bak,
her dalga daima,
diğer dalganın ardından gider,
sonsuz gibi,
sinene koy elini,
yüreğinin atışına bak,
her çarpışını,
sonraki izler,
aynı her ümidi,
başka bir ümidin takibi,
tamamlaması gibi...

yüreği durunca insanın,
her heyecanı biter yaşamın,
bir ölümün sessizliği yer alır,
düşer her yerine,
yaşam ve varoluş,
hiç olmamış gibi...

tıpkı ayrılırken,
umutsuzluk nasıl yerleşirse,
umutların olduğu yere,
bir garip kuş misali,
ağırlığını kaldıramaz,
hasretten çöker yürek,
oysa tüyden hafif,
kanatlarıyla konmuştu aşk,
şimdi kanayan yüreğine,
belki farkında da dağildin,
içine konarken,
şimdi her yanın,
bir dağın en altında kalmış,
küçücük ve ezik bir nesnedir,
oysa, uçup ta,
sevdaya düşmenin,
çabası olmaz,
bir kanada da gerek duymaz,
duygular,
şimdi,
nasıl tutunur yürek,
nereye, kime,
yürek, yüreğe tutunmaktadır oysa,
severken,
söyel sevdiceğim,
yüreğin ayrı koydu koyalı,
kime tutunsun bu yürek,
yalnızlıklarda...

gökleri arşınlarken arzularımız,
gözlerimiz,
aşkın rengarenk resmini çizerken,
gökkuşağına sararken sevdamız bizi,
apansız bırakıp gittin,
gitmesen olmaz mıydı bebeğim,
kırmasaydın kanatlarını,
içimdeki serce kuşu kadar zarif,
sevdamın,
daha büyümemiş gülleri soldurmasaydın,
söyleyemediklerimi dinlemeden,
gitmeseydin olmaz mıydı ?

25.05.2006 Taşkışla/Taksim
Bayram Tunca 1956, Elazığ
yokluğun ölümün diğer adıdır

Post Reply