Ben Turan Saydam olarak biliyorum ki şarkının sözlerine bakıldığında da "Gencebay tarzı" olmadığı göze çarpıyor. Bu nedenle şu aşağıya alıntıladığım paragrafa pek inanmadım
orhan gencebay'ın ben topraktan bir canim adlı 7 numaralı albümünde söylediği gurbet parçasının söz yazarı gibi görünen kişi. hikayesi şöyle; orhan gencebay bir donem edirne'de okurken iki kisiyle birlikte bir evi paylasir. gencebay , yillar sonra istanbul'a doner ve ev arkadaslarindan biriyle karsilasir. turan'i sorar. turan karsi bakkalin kizina aşık olur, babası kızı vermeyince intihar eder. orhan gece gelir ve vefat eden arkadasi turan icin gurbet şarkısını yapar. albümde şarkının söz yazarı olarak turan saydam’ın adı yazılıdır. turan saydam ismini gurbet sarkisini okuyan kubat'in bir ayrılık, bir yoksulluk, bir olüm ve ahmet özhan'in adını hatırlamadığım bir albümünde görmek mümkün.
Alıntı ekşi sözlük sitesinde Turan Saydam başlığında bir kulum işte nickli kişi'ye ait. Genelde bu konularda bilgili bir kulanıcı ama bu iddiaya pek inanmadım ben
Allah Allah, bu hikayeyi ben de biliyorum ama, Gencebay'in sözlerini kendisi yazdi diye degil, Turan Saydam'in kendisi yazdi diye biliyorum. Meral Özbek'in kitabinda da böyle anlatiliyordu yanilmiyorsam. Hikayeyi ayrica bir gazetede Gencebay'a sormu$lardi, dogru demi$ti.
::::::
"Türk ulusunun, yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif bilimdir." Atatürk, 1933
BU ŞARKININ GÜFTESİ ORHAN BABAYA AİTTİR. TURHAN SAYDAMIN ANISINA KENDİSİ TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. O ALBÜMDE TURAN SAYDAM YAZIDIĞINA BAKMAYIN SÖZLER BABAYA AİT. BİR ARAYA GELEMEYİZ'İN SÖZLERİ DE ASLINDA ORHAN BABAYA AİTTİR NİHAT DALAYIN ANISINA YAPILMIŞTIR. ORHAN BABA KENDİSİNE AİT OLAN SÖZLERİ BAŞKA KİŞİLERE AİTMİŞ GİBİ GÖSTERİYOR BUDA O KİŞİLERE OLAN SEVGİ VE SAYGISINDAN DOLAYI.MESELA SEVEMEDİM KARAGÖZLÜM SÖZLERİ VE MÜZİĞİ ORHAN BABAYA AİT BİR ŞARKIDIR HEPİNİZİN BİLDİĞİ GİBİ AMA BİR ÇOK ALBÜMDE SÖZ KISMINDA ABDULLAH NAİL BAYŞU YAZAR
benimde daha önce dinlediğim ve okuduğum kadarıyla hikaye doğru ama sözler turan saydama ait..ölümünden sonra yakın arkadaşı olduğundan sözler orhan gencebaya verilmiş..o da duygulu bir içimde bestelemiş..hatta şarkıyı dinlerken hep o hikayeyi hatırlıyorum ve turan saydama rahmet gönderiyorum ..allah rahmet eylesin ...saygılar..
Orhan Gencebay'ın şiir tarzına benzemiyor. Bu hece ölçüsüyle yazılmış bir halk şiiri. Ayrıca Orhan Gencebay kendi söylemiştir bu sözlerin Turan Saydam'a ait olduğunu.
::::::
"Türk ulusunun, yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif bilimdir." Atatürk, 1933
3 Aralik 2006 Popstar Alaturka programinda, popstar adaylarindan birinin bu $arkisini söylemesi üzerine Orhan Gencebay $arkinin hikayesini anlatti, söz ve müzigin kendisine ait oldugunu da söyledi, yani kendi agzindan duydum. Kasetinde söz ve müzigin Turan Saydam'a ait oldugunun yazmasi belki o ki$inin anisina bir jesttir.
Ertekine katılıyorum Orhan Baba o besteleri kendi yapmıştır ama o kişilere olan saygısından ve sevgisinden onların ismini yazdırmışdır.Orhan Babanın büyüklüğü bir daha ortaya çıktı.Bu kadar düşünceli insanın olacağını pek sanmıyorum...
Şu Koskaca Alemden Yalnızlık Aldığımı, Nihayet Öldüğümü Nerden Bileceksin?
Yarışmanın jüri üyesi Orhan gencebay, yarışmacılardan Hasret`in seslendireceği "Gurbet" isimli türküye geçmeden önce, bir "ağıt" olduğunu belirttiği türkünün hikâyesini anlattı.
Orhan Gencebay, 19 yaşında bestelediği türküye ilham olan, bir arkadaşının başından geçen hazin bir aşk hikâyesini ve onun hazin akıbetini anlattı. Gencebay, türkünün hikâyesini anlatınca, kendisi de, diğer jüri üyeleri de, izleyiciler de gözyaşlarına hakim olamadı.
Orhan Gencebay, 19 yaşında bestelediği türkünün hikâyesini şöyle anlattı:
"Hikâyesi son derece hazindir. 19 yaşında ben Edirne`ye sık sık giderdim, bazı nedenlerden dolayı. Gittiğim zaman, orada Hanefi isimli bir arkadaşım vardı. Urfalıydı kendisi. O da öğrenciydi. Lisede Sanat Enstitüsü`nde okuyordu. Hanefi`yle çok dosttuk. Hanefi beni, Turan Saydam isimli bir arkadaşımızla tanıştırdı ve Turan Saydam`ın hikâyesini söyledi. Dedi ki, "Hanefi, Edirne`den birinin kızını seviyor, fakat kıza söyleyemiyor; haberi yok kızın" dedi. Ben de, `söyleyelim` dedim; `biz anlatalım o söyleyemiyorsa...` "Hayır" dedi, "O, söylenmesini de istemiyor." `Neden?` dedik, dedi ki, "Şu anda o kız, benim onu sevdiğimi bilmiyor. Ben haftasonları okuldan çıktığım zaman onu yakından izleyebiliyorum, görmek de bana yetiyor. Eğer benim onu sevdiğimi bilirse, beni tanırsa, bilirse benim onu sevdiğimi, benden nefret ederse, ben onu seyir bile edemem. Katiyyen söylemeyin" dedi.
Platonik bir duygu... Turan`da, böyle yüce bir platonik duygu... Neyse, okul bitti, onlar "Bursa Tekniker"e gittiler. Daha doğrusu, onları devlet okutuyordu; devlet bursuyla okuyorlardı. Anne yok, baba yok; böyle 2 delikanlı...
Birhayli ayrı kalmıştık. 8-10 ay sonra ben Edirne`ye gittiğimde, Hanefi`yle karşılaştım. `Hanefi, nasılsın?` falan dedim. Teşekkür etti, "iyiyim" falan derken, `Turan`dan ne haber?` dedim, Hanefi, başladı ağlamaya... "Duymadın mı?" dedi. `Ne oldu?` dedim, "Bursa`ya Tekniker`e gittik" dedi. "Tekniker`de okuyorduk" dedi. "Aynı pansiyonda kalıyorduk" dedi. "Eve döndüm, baktım" dedi, "Turan kendini asmış... Ve Turan öldü..."
Orhan Gencabay, duygulandığı için, kısa bir süre konuşmakta güçlük çektikten sonra, türkünün hikâyesini şu cümleyle ancak tamamlayabildi:
"Bu bir ağıttır..."
Alıntıdır - http://www.muhabirgazetesi.comBende izledim konusmaların aynısı hiç bir değişiklik yok. Orjinal ''GURBET'' Hikayesidir...