Şu noktayı atlamayalım. Yapımcılar Müslüm Gürses'i ya da Orhan Gencebay'ı ya da herhangi bir sanatçıyı müzikal bilgilerinden dolayı o koltuğa oturtmuyor. O koltuktaki varlıklarının sebepleri popülerlik ve güvenilirliklerine endekslenmiş prim (medya dilinde rating) getirileri. Bülent Ersoy, vasatın üzerinde bir makam bilgisine sahip. Peki 1 yıl boyunca kaç kişi Ersoy'un jüri üyeliğini değerlendirirken bunu da tespitlerinin arasına koydu?
Bugüne değin Popstar ya da Arabeskstar gibi topiclere pek birşey yazmadım ama şu değerlendirmeyi şimdi yazmak isterim.
Kadroya bakalım: (yapımcının ağzıyla yazıyorum)
BÜLENT ERSOY: Sansasyonel ve her yaptığı işi gürültü çıkararak yapan bir tip. Toplum sorarsa "Alaturka yarışmasında Ersoy olmayacaktı da kim olacaktı" deriz
ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: Onsuz star yarışması artık olmuyor. Kaprisli de olsa polemikleriyle rating getirecek. Toplum sorarsa "Geleceğin starlarına popülerlik dersi verecek en ehil kişi" deriz
EBRU GÜNDEŞ: Her ihtimale karşı eğer Ersoy, Çağlayan'ı susturursa ve heyecan azalırsa Ersoy'un nefret ettiği tipten bir yeni alaturka sanatçısı profili için ideal. E zaten Gündeş de biraz polemiksever birisi, bir de ağlıyor her şeye, duygusal. İzleyici için bulunmaz kaftan. Toplum sorarsa: "Star adayları yakın zamanda alaturka icra ederek starlaşmış bir sanatçımızı örnek alsın istedik, bu iş için de sağolsun Ebru Hanım bizi kırmadı" deriz.
ORHAN GENCEBAY: Bu kadar polemik yeter. Biraz da ortamı dinginleştirecek, tutarlı, dengeleyici birisi lazım. Tıpkı diğer yarışmalarda Garo Mafyan'ın ya da Ali Hakan'ın var olma sebebi gibi. Ayrıca Bülent Ersoy'un sataşma yapacağı türden biri. Geçmişlerinde de sorun varmış bu ikisinin. Manşetlerden inmeyiz, ama yine de Gencebay suları durultur herhalde, durultur di mi? Durultur durultur. Toplum sormaz zaten
..........................
E şimdi Müslüm Gürses gibi iliklerine kadar Çukurova'lı birinin Paris züppesi (bu züppe hakaret değil bilimsel bir kelime burada) bir sanatçıyla yanyana oturması beni hiç de şaşırtmıyor. Yoksa kim takar Nihavend Üvertür'le Biz Baba'dan Böyle Gördük'ün farkını.
Peki tüm bunlara rağmen Orhan Baba neden o koltuğu kabul etti? Bu olacakları baştan bilmiyor muydu?
Ben buna tamamen psikolojik olarak bakmaktan yanayım. Bugüne kadar yıllar boyu TRT'den hep eza gördü. İsmail Cem olmasa Anadolu insanı Gencebay'ın yüzünü plak kapakları hariç tanıyamayacaktı bile, yaptığı müzik bilip bilmeden kimileri tarafından yerden yere vurulup duruldu. İnsanlar bencillikleri yüzünden içten içe saygı duydukları bu kişiye dış seslerinden hep yergilerini savurdular. 50 yıl sanatla müştegil oldu, tam olarak kendini herkese beğendirebilmesi 30 yılını aldı. Cinsiyet değişikliği sayesinde müziğini dinlemeyenler tarafından bile hep dillerde olan kendisinden daha yeteneksiz Bülent Ersoy bile Ablan Kurban Olsun'lara rağmen daha çok kabul gördü, Abuk sabuk şarkı sözleri yazan tipi kayık gençler bile kendinden daha çok satmaya başladı. Gerisi vesaire kelimesi ile bile anlatmaya yetmez.
Peygamber olsa dayanamazdı böyle bir tabloya. Ne denli çirkeflikler olursa olsun ne denli aşağılıklıklar olursa olsun hiç olmazsa artık haftada bir 4-5 saat hafta içi gazetelerde müzik adına söyledikleri ve söyleyecekleriyle kimseye bulaşmadan yapacağı yorumlarla medyada "hakettiği" yeri bulacaktı. Ama bu ülkenin basınında kazın ayağı hiç bir zaman öyle olmadı işte. Şimdi ise attığı adımdan sırf daha fazla eleştiri almayı kendisine yediremeyeceği için doğru bir hamle yapıp yarışmanın 2. turuna katılıyor. Çünkü eğer 2. tura katılmazsa halka açık açık "Ben çok büyük bir hata yapmışım" demiş bulunacak ve ardına getireceği "ama hatasız kul olmaz dedik biz zamanında" sözünün de hiçbir kıymet-i harbiyesi kalmayacak o saatten sonra.
Bana göre olay en geniş haliyle budur.