GALAKSİLER KADAR EVRENSEL...

Moderator: Yöneticiler

Post Reply
baytunca
Kıdemli Üye
Posts: 520
Joined: 29 Jun 2006, 10:40
Location: ist.

GALAKSİLER KADAR EVRENSEL...

Post by baytunca »

Bir noktası değil de,
zor görülür bir zerresi,
olsa bile dedim,
ve başladım toplamaya,
her kadının,
en güzel yanından,
bir küçücük imajını alarak,
sonra bütünledim de,
uğraşıp durdum, didindim de,
nafile,
sevdiğimin aslına,
beni mahçup düşüren,
beni ve ustalığımı,
yer ile yeksen eden,
bir sonuca ulaştım,
kendimden utandım,
kendi yaptığımı,
sana kendim bile,
benzetemedim,
vayy halime vayy...

sen bilgesin dediler,
hadi göster bize,
şu koca evrendeki,
en şeffaf,
ve en büyüleyici kapıyı,
biz daha eşiğine varınca,
arkasında kainatın en sonunu,
engelsiz ce görelim,
işte bunu gösteririm ciğer parem,
hem de hemencecik,
derim ki,
yaradan yapmış o kapıyı,
haddime düşmez de,
yine de yanıma gelin,
görün ki ben o kapının,
tam eşiğindeyim,
yarimin gözleridir durduğum yer,
oradan engelsiz ce,
kainatın içindeki,
sırlarını gözlerim,
onu sevdim seveli...

ben bu sevgiliyi,
ben o güzel gözleri,
kılıçla, topla, tüfekle,
istila ederek değil,
yüreğimle kazandım,
yine de bilirim ki canım,
senin gönlün olmaz sa,
bir anıyı bile elde tutmaya,
en sağlam kale,
en derin dehliz,
en ağır mahpusluk,
ve en ağır işkence de yetmez,
gitmek istersen,
istemez sen eğer,
işte aynı evren sana,
çünkü sen benim,
her işimde,
olmazsa olmazlarımsın,
o koca evren,
sana aşık,
senin sevdanla,
devinir durur bu yürekte,
yıkmak, yakmak ta senin,
küçültmek,
yüceltmekte,
ve sen o evrenin,
can damarı olan,
bir göktaşısın,
atomun çekirdeği gibi,
tam ortası yani,
yani ki bu canın can damarı,
gezinirsin,
neresinde istersen,
yaşarsın, uyursun,
uyanırsın, güler, ağlarsın,
neresinde istersen donar,
neresinde istersen erirsin...

ve sevdiceğim,
bizim de bir aşkımız var,
herkes bilir,
gizemlerini ayıkladık,
ellerimizle el gözünden,
bir açlığın hissi gibi,
aşikar her şeyimiz,
ve herkes bilir artık,
bizim aşkımız,
leyla ile mecnun aşkından da,
asırlarca evvelidir,
bizim aşkımız,
adem babamız ile,
havva ancığımızın,
ilk çocuklarının,
kaviminden gelmedir,
say ki ilk insan aşkı,
saf, metanetli,
çıkarlarıı bir lokma ekmek,
ve bir ferahlık su kadar,
adilce paylaşılan bir aşk,
ve o ilk adem evlatları,
taşları taşlara vurarak,
ilkel desenlere döndürmüşler,
bizler de adını aşk koyduk,
dünyanın oluşundan,
sevdanın doğuşuna değin,
geçen zamanda,
en kutsal,
bir abide,
kuşaklar boyu,
merak ve hayranlıkla izlenecek
tek ve en orijinal eser...

şimdi desek ki canım,
işte yüreklerimiz,
avuçlarımıza koyduk,
çağırın,
biriksinler, yarış yapsınlar,
hatta en büyük ödülü koyun,
alın yüreklerimizi,
verin ellerine,
en hain, en zulümkar,
ve bütün bunlar da da,
en usta olanın eline,
görelim seven iki yüreği,
birbirine vura vura,
ikimizin sevdasının,
desenini yapa bilir ler mi,
yapamazlar sevdiceğim,
yapacakları,
bir ucube, bir nefrettir,
ve bilirler ki,
yaptıkları,
dünya durdukça,
karanlığın anlamıdır,
evrende ki karanlığın kendisi,
oysa bizim aşkımız,
oysa gerçek sevenlerin,
duyguları, özlemleri,
yürekleri daim,
evrendeki yıldızlar olacaktır,
parıldayacaktır birer birer,
ve vuslatlar,
galaksilere dönecektir,
seversen böyle seveceksin dost,
sevmek bir anlık oyun değil ki,
baki kalmalı senden sonrakilere,
tertemiz sular gibi berrak ve saf,
uykular kadar zaruri,
evren kadar da gerçek mi gerçek...

13.12.2006 Taşkışla/Taksim
Bayram Tunca 1956, Elazığ
yokluğun ölümün diğer adıdır
Post Reply